English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | useful information n. | yararlı bilgi | ||
They provided some useful information, but many questions remain unanswered. Bazı yararlı bilgiler sağladılar, ancak birçok soru cevapsız kaldı. More Sentences |
||||
General | useful information n. | faydalı bilgiler | ||
It is important that patients have access to useful information about breast cancer and support systems. Hastaların meme kanseri ve destek sistemleri hakkında faydalı bilgilere erişebilmesi önemlidir. More Sentences |
||||
General | useful information n. | yararlı bilgiler |
English | Turkish | |
---|---|---|
Trade/Economic | ||
Trade/Economic | decision-useful information n. | karar için yararlı bilgi |
Trade/Economic | decision- useful information n. | karar için yararlı bilgi |